Aşka Veda ,Can Dündar'ın yeni kitabı Can yayınlarından çıkan.Bir insan bu kadar mı konuşur okurlarıyla?Bu kadar mı yüreğine işler o satırlar insanın?
Öyle satırlar ki,okuyanın hayatının tam canevine dokunup oradan da alıp bambaşka hayallere,hayatlara götüren...Çokca üç noktalı...
Kitabı yeni aldım ya da kitap beni benden yeni aldı :)
Altı çizili satırlarım çok.Bir kaç satır ve arka kapak yazısını yazıyorum.
*Heyecanla kalbe dolan,hararetle vücuda yayılan kandan ölen görülmemiştir,oysa kalbin oksijensiz,havasız,sevdasız kalması,yani"kalp yetmezliği"öldürebilir insanı...Boşa değil duran kalbi çalıştırmak için ,kalbi duranın dudağına yapışmak...
*Her sokak,her vitrin,her mesken,koskocaman,kıpkırmızı,kanlı canlı ,yusyuvarlak kalplerle doluyken kaburgalarının arasında boş ya da kırık bir kalple dolaşmak ne can yakıcıdır bilirim.Parkta tahteravallisinin karşı kefesini dolduracak arkadaş bekleyen bir çocuğun hüznü...Öksüzlere özgü bir "Anneler günü"...
*Belki de en iyisi kuyruğu her daim dik tutmaktır.Şefkate kanmış bir ev kedisi olmaktansa gardını almış hayta bir sokak kedisi kalmak evladır.
Arka Kapaktan;
Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem," diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir karanlık olan 70'lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: "Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en dayanışmacı ve masum yanları saklıydı insanoğlunun..."
"Şimdi bakıyorum da, umursamaz kalabalıklarda metruk bir yalnızlık yaşıyor neslim..."
Aşka Veda, Can Dündar'ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını; "kâh içten içe kabaran kâh gürül gürül çağlayan o deli nehri," anlatıyor.
Siyasetten ve popüler kültürden kadın ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. "Söylenmemiş o iki sözcük yüzünden heba olup gitmiş" nesiller ile nihayet kavuşan ama mutsuz mu mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri sorguluyor. Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını sergiliyor.
Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız sekse; ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere geçişin izini sürüyor.
Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda'da.
Ve olası bir sevda kuraklığı tehlikesine karşı, okurları uyarıyor...
6 yorum:
Su an nasil kiskaniyorum seni bir bilsen....:)
Gecenlerde Can Dündar'in bir röportajini okumustum bu kitabiyla ilgili. O gün de icimden bu kitaba en kisa zamanda kavusup okuyabilsem diye gecmisti. Cok severim Can Dündar'i... Burada Türk kitaplarina cok kolay ulasamiyorum, anca TR'ye gittigimde istedigim kitaplari alip geliyorum. Neyse... birdaha gittigimde artik...:)
Hurriyetteki röportajından sonra aldım bende.Çok keyifli okuması.Alıp götürüyor insanı,ruhuna dokunuyor.Üzüldüm ama ulaşamamana kitaba:(
teşekkürler bu güzel tanıtım için.. can dündarın pek çok yazısı insanı alıp götürüyor gerçekten. bu kitabı okumak gerek en yakın zamanda..
@shirin serkan,kesinlikle tavsiye ederim.
Can Dündar'ın kitaplarından en çok Yarim Haziran'ı sevmiştim ben, o kadar güzeldi ki anlatımı. Bu kitabını billboardlarda çok sık görüyorum benim de aklımda alıp okumak :)
Yarim haziranı okumadım.Listeye alabilirim eminim harikadır.
Yorum Gönder