Havaalanına gittik chenck in açılmadı geç açılacak cevabı aldık.Biz de bir kahvaltı yapalım deyip oturduk.Yarım saat sonra telefona bir mesaj geldi "uçuşunuz rüzgar nedeniyle iptal oldu" Nasıl yani ?şaka olmalı bu "derken gülsek mi ağlasak mı bilemeden soluğu kalabalık ve gürültülü bir grubun arkasında aldık.Batum'da havanın güzel olduğu , diğer havayollarının uçuşlarının devam ettiğini söyleyenler olsa da firma nuh diyor peygamber demiyor.
Gezenti ruhlarımız vizesiz gidilebilecek her yeri araştırmaya başladı:) Yalnız firma genellikle Balkanlara uçuyor ama biz -15dereceye ve kar fırtınalarına hazırlıklı değiliz.Arkadaşlar arandı,internetten tarandı en uygun yer Bakü dedik bileti Bakü'ye çevirmeye gittik.Bu sefer firma bileti değiştirmedi bir de onun krizini yaşadık. Geriye gidilecek tek yer Lefkoşa kaldı. Biz de Lefkoşa'ya biletimizi çevirdik,yemek yedik ve Lefkoşa ile ilgili bilgi toplamaya başladık. Uçağa binip Ercan havaalanına indik.Bu sefer de taksiciler Lefkoşa'da grev olduğunu,kalacak yer bulmakta zorlanacağımızı, her yerin kapalı olduğunu ve çöplerin bile toplanmadığını söyledi.Siz "Girne'ye gidin" dediler biz de olur dedik günümüzün dördüncü rotası olan Girne'ye gittik:)
Girne, Kıbrıs adasının ve Akdeniz’in en güzel liman
şehirlerinden biri.Bir tarafta Beşparmak Dağları’nın tertemiz havası bir
tarafta Akdeniz’in kokusu.Sadece bir liman kenti olmasından değil pek çok
medeniyete ev sahipliği yapmasıyla da önemli bir şehir olduğunu düşünüyorum.
Gerçi Kıbrıs’ta şehirlere “kaza” deniyormuş ama alışık olduğum ve kaynaklarda
yazdığı üzere şehir diye anlatacağım.Girne’de ulaşım biraz sıkıntılı sadece
belirli saatlerde sabit bir hat üzerinde gidip gelen minibüsler var ve bu hat gezmek
isteyeceğiniz yerlere kesinlikle mesafeli.Zaten dağ ile deniz arasında bir
şehir olduğundan oldukça dağınık bir yerleşim yapısına sahip. Araba kiralamak
en ekonomik ulaşım ancak trafik ters yönde akıyor ve direksiyonlar sağ tarafta
bulunuyor. Hatta havaalanına ilk indiğimde cep telefonuma gelen ilk mesaj
trafiğin ters olduğu karşıdan karşıya geçerken ters tarafa bakmam gerektiği
oldu.
Girne’nin kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte
M.Ö. 10. Yüzyıla kadar dayandığı düşünülüyor.Bizans,Lüzinyan,Venedik,Osmanlı
medeniyetlerine gerek savaş gerek savunma gerekse dinlenme amaçlı hizmet etmiş
bir şehirdir. Yaz mevsimlerinde oldukça hareketli bir hayat olsa da kışın da
casinolara gelenler oldukça fazla oluyormuş. Özellikle Türkiye’den gelenler
çoğunluktaymış.
Girne’ye gelince ilk gezilecek yerin Girne
Liman’ıdır.Yüksek dağların altında, alçak katlı eski evler,sahil cafeleri ve
restaurantları ve marinasıyla tam bir Akdeniz kasabası.Limanın diğer tarafı
lüks otellerin casinoların olduğu ve yazın oldukça hareketli olan kısmını
oluşturuyor. Limanın en uç kıyısında Girne Kalesi bulunuyor. Kalenin Arap
akınlarına karşı şehri korumak amaçlı olarak Bizanslılar tarafından yapıldığı
düşünülüyor.Ardından Kıbrıs’ı ele geçiren aslan yürekli Richard’ın kaleyi
Fransız Lüzinyan’lara satıp üç yüz yıllık Lüzinyan egemenliği başladığı
düşünülüyor.Kale Lüzinyan’lara geçince Bizans dönemiden kalma yerlerin yanına
yeni bir giriş kapısı,muhafız kuleleri,ok mazgalları ve zindanlar eklenerek
savaş zamanında sığınma barış zamanında dinlenme yeri olarak kullanılmaya
başlanmış.Kale Ceneviz saldırılarında zarar görünce Venediklilerce
geliştirilerek korumaya alınmış ardından Fransız kralı Osmanlı’ya teslim olunca
da Osmanlı himayesine girmiştir. Kale içinde işkence odasında, Lüzinyan döneminde
komutana ihanet eden bir askere yapılan canlandırmalar sergileniyor.Buranın tam
karşısında zindana atılıp karnına taş bağlanarak çocuğu düşürülmeye çalışan bir
prensese yapılan işkenceler canlandırılıyor ; St. George kilisesi bölümünde,
Bizans döneminde yapıldığı tahmin edilip önceden kale dışında olup sonradan
içeri alınan bir kilise bulunuyor.Kırnı mezarları bölümünde, kazılarda
çıkarılmış tunç dönemine ait kalıntılar sergileniyor. Venedik ve Lüzinyan
kalesi bölümünde, Venedik ve Lüzinyan askerlerinin canlandırmaları bulunuyor.
Sarnıç, dönemin su ihtiyacını karşılayan bölümüdür.
Seyahat planımda birkaç saatte dört rota değiştirdiğimden notlarımı toplamam zor oluyor.Devamı yolda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder